Çankırı 1 Şubesi

Mehmet Akif Ersoyu Rahmet ve Minnetle Yâd Ediyoruz?

Mehmet Akif Ersoy’u Rahmet ve Minnetle Yâd Ediyoruz…

Filozof, şair, ilim adamı, münevver, sanatçı… Bir milletin yüceliği, çıkardığı büyük insanlarla da ölçülür. Mehmet Akif Ersoy, kişiliğinde temayüz eden bu müstesna özellikleriyle tam manasıyla iftihar edip örnek alacağımız bir şahsiyettir. Sadece bizde değil, bütün dünya sanatçı ve düşünürleri içinde onun kadar düşüncesi ve sanatıyla hayatını birleştirmiş kişi yok denecek kadar azdır. Bir değer olarak Akif Ersoy, Allah’ın bize bir lütfü, armağanıdır. Milli Şairimizi vefatının 81. yılında gönlümüzün, zihnimizin, ruhumuzun derinliğinde rahmet ve minnetle anıyor, anlamaya çalışıyoruz.

Ülke ve millet olarak içinden geçtiğimiz bu çalkantılı dönemde onu anlamak, hayatî önem arz etmektedir. Zira O, milletin asil karakterlerini kişiliğinde mezcetmiş, şahsiyetiyle bize örnek, öncü olmuş bir insandır. Akif’i anlamak, yaşamak, yaşatmak, bize can veren ruhu, bilinci, duyguyu, duruşu yaşamak, yaşatmaktır. Bu ruhtan, bu duygudan koparsak, var oluşumuzun anlamı kalmaz. Fikrî yapımız, istikametimiz bozulur. O, bu kadar önemlidir.

Mehmet Akif, dile hâkimiyetinin, şiirde eşsiz kabiliyetinin yanı sıra ilmiyle, değişen dünyanın realitelerini anlayan ilim adamı yönüyle ama daha da önemlisi dürüst, ahlâklı, faziletli yaşantısıyla da mükemmel bir insandır. Fikrî hasımları bile onun şahsiyeti hakkında en ufak bir olumsuz laf etmemişler, edememişlerdir.

Akif, dünya görüşünü, parçalanmış gerçekliklerin peşinden giderek değil, hakikati bütüncül kavrayarak ve millete mal ederek inşa etmiştir. Bu yönüyle sahici, samimi bir münevverdir. Bütün derdi, her bakımdan çökmüş bir medeniyetin enkazı altında kalan ümmeti kurtarmaya çalışmaktır. Bu amaçla yer yer hüzünlü, kimileyin sarsıcı, silkeleyici, bazen keskin, ateşli bir dil ve üslup kullanmıştır.

Mehmet Akif, sadece edebi eserleriyle değil, bir eylem adamı olarak milli mücadeleye verdiği destekle de gönüllerde taht kurmuştur. Kurtuluş Savaşı’nın en çetin dönemlerinde Anadolu’yu gezerek yaptığı konuşmalarla milletin mücadele azmini üst düzeye çıkarmış, hürriyet idealini en güçlü biçimde ifade ederek topluma umut aşılamıştır. Başarısı ve sahiciliği, içinde yaşadığı toplumu çok iyi tanımasından, milletinin duygu ve anlam dünyasını çok iyi bilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, onun şiirleri, üzerinden yıllar geçmesine rağmen canlılığını ve güncelliğini korumakta, mana ve ruh dünyamızı zenginleştirmektedir.

Asım’ın Nesli, bilgi, inanç ve idealleri olan, çalışan, gayret eden, kararlı, korkusuz, heyecanlı bir nesildir. Çanakkale Destanı ve İstiklâl Marşı başta olmak üzere, birçok şiirinde bu neslin ruh dünyasını harekete geçirmiştir. Bu anlamda İstiklâl Marşı bir yeniden kıyamın, kurtuluşun, kuruluşun en geniş mutabakat metni, bir varoluş manifestosu gibidir. TBMM tarihinde, okunduğunda bundan daha çok ve ayakta alkışlanmış başka bir metin yoktur. ‘Allah bir daha yazdırmasın’ dediği İstiklâl Marşı’nı, kâğıda kalemle değil, milletin istiklâl ve istikbaliyle özdeşleştirdiği aziz İslâm için, bütün dünya emperyalistlerine karşı ölümüne verilmiş destansı bir mücadelenin teslim olmaz, dize getirilmez, yenilmez ruhuyla yazmıştır. Bu ölümüne var olma kararlılığında olan ruhtur bizi canlı ve diri tutan.

Akif gibi her bakımdan örnek bir değere sahip olmak bizim için büyük bir imkândır. Onun düşlerimizde, düşüncemizde yaktığı ateşi asla söndürmeden, elden ele, nesilden nesile taşınacak bir davanın meşalesi olarak bildik, bilmeye devam edeceğiz. Çünkü o meşale her zaman ruhumuzu canlı, diri, aydınlık kıldı, kılacaktır.

Eğitim-Bir-Sen olarak, kendisini hiçbir zaman unutmayacak, unutturmayacak ve aziz hatırasını her zaman canlı tutacağız.

Vefatının 81. yılında Mehmet Akif Ersoy’u bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, onun diliyle “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” niyazında bulunuyoruz. 

 

Mekânı cennet olsun. 

     Eğitim-Bir-Sen Çankırı Şubesi